devlet nedir, devletin ilkeleri nedir, devletin öncüleri nedir

Devlet Nedir?

Devlet dendiği zaman herkes farklı şeyler anlıyor, devletle iktidar birbirine karıştığı dahi oluyor kimi zamanlar. Bu durum öyle ki bazı donanımlı kişiler dahi bu iki kelimeyi birbirine karıştırdığı zamanlar olmuştur. Devleti insanlar çeşit çeşit tanımlamıştır bazıları, devletin ilahî bir güç ve her çeşit Kudret’in kaynağı olarak görmüştür. Bazıları ise devletin sadece bir siyasi organizma olduğunun farkına varmışlardır ona göre. Yargılamıştır ve eleştireme hakkını kendilerinde görmüşlerdir.

Devlet tarih boyunca kelime olarak kurum olarak ve gösterilen saygı olarak birçok kere değişime uğrayan bir kurumdur. Türkçe ’de devlet kelimesinin önemli bir yeri vardır. İktidar mevki ve güç gibi anlamlara gelmektedir, devlet kelimesi Türkçe ‘de bu eskiden beri olan bir şeydir. Türkler için devletin önemi her zaman farklı olmuştur ve kutsal bir yapı olarak görünmüştür. İlk Türk'lerde hükümdar olan kişi de kut olduğuna inanılıyordu bu anlayış zamanla değişime uğrasa dahi.

İktidardaki kişinin karizmatik ve özel seçilmiş olduğuna inanılır bu durum Türkçemize ‘de yansımıştır. Yüksek makam sahiplerine devlet denmektedir, bunun gibi birçok sıfat vardır Türkçede.

İnsan dünyada tek başına yaşamıyor, aynı toplumda veya toplumlar şeklinde bu yerküreyi paylaşıyoruz bunun yanında toplumların idaresi için bir kurum olmak zorunluluğu ortaya çıkmıştır, zaman geçtikçe toplumların sınırları kimi zaman dağlar, denizler, nehirler ile çizilmiştir kimi zamanda yapay sınırlar oluşmuştur.

Bu durum sadece bugün olan bir şey değildir, ilkçağlardan beri gelen bir durumdur bu durumun getiresi olarak insanlar, bu sınırlar içeresinde kendi toplumunu korumaya ve geliştirmeye yönelik birtakım faaliyetlerde bulunmuştur ve devletin koyduğu kânunlar şeklinde hareket etme zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Devlet’ in ana amaçlarından biri toplumdaki huzuru sağlamak ve toplumun isteklerini belirli bir ölçüde karşılamaktır. Devletlerin yönetim biçimi ne olursa olsun bu görevleri değişmeyen bir gerçektir teokratik olsa da aynı durum söz konusu demokrasi de aynı durumlar söz konusu.

Güç ve Otorite

Güç Weber’e göre tanımı şu şekilde olmuştur; insanların veya bireyin sonuçlar veya durumlar ne olursa olsun kendi isteklerini yerine getirme şansı olarak görür.

Otorite ise güçten daha değişik bir konumda görmüştür ve tanımını ona göre yapmıştır.

Bir güçten veya bir iktidardan gelen emirleri uyulması olarak görmüştür bu kaynak genellikle devlet olmuştur. Weber otoriteyi üç ana başlığa ayırmıştır ve bunları o şekilde incelmiştir; bunların isimleri ise şu şekildedir yasal otorite geleneksel otorite karizmatik otorite şeklinde.

Güç ve Otorite Farkı

Güç bireyin kendi benliğinde ve kendi yapabildiği şeyler ile ilgilidir bunun sonuçlarına olumlu veya olumsuz kendisi katlanmak zorundadır, sorumluluk tamamen kendisindedir. Otorite ise bireyin bulunduğu toplumdaki hal ve hareketlerini düzenleyen ve yapmasını istediği şeyleri bireye söyleyen bir kurumdur.

Meşruiyet

Weber’in meşruiyet görüşleri iki temel ilke halinde karşımıza çıkar, meşruiyet siyasi rejimler için vazgeçilmez bir unsur olarak görmektedir ikinci ise inanç sistemli olarak görür. Weber’in iktidardaki kişileri genelde üç ana temelde inceler ve ayırır geleneksel otorite karizmatik ve hukuki rasyonel otorite olmak üzere.