metehan, hum imparatorluğu, metehan kimdir

Metehan

Metehan’ın babası Teoman’dır. Türk Tarihinin kaynaklarda geçen ilk hükümdarıdır ve aynı zamanda, Hun imparatorluğun ilk hükümdarı olma özelliği taşır.

Teoman adını kaynaklarda ilk kez M.Ö 221 tarihlerinde görürüz, kaynaklarda ismi Tou-man olarak geçer ve Türkçe okunuşu Teoman’dır. Hun hükümdarlarına Ch’an-yü (Şanyü denir. ) anlamı; Sonsuz yücelik genişliktir. Teoman’ın kaynaklarda ilk olarak ne zaman adının yazıldığını tam olarak bilmiyoruz, tahta çıktığı kaynaklarda geçen M.Ö. 221 olarak baz alırız ancak geçmişi olma ihtimali çok yüksektir.

Metehan'ın Tahta Çıkışı

Metehan = Mo-tu günümüz Türkçe'siyle "Bahadır" anlamına gelir. Metehan babasını öldürerek tahta çıkmıştır, bu durum Türk darbe tarihinin ilk darbesi olarak bilinir ve bunun nedeni ise;

Teoman karısına uyarak o dönem için Hunlardan daha büyük bir devlet olan, Yüe-Chin’lere rehin olarak göndermiştir.

Teoman’ın karısı Metehan’ın (Bahadır)’ın üvey annesidir üvey annesinin Teoman’a Metehan’ı rehin olarak gönderme baskısının nedeni kendi öz oğlunun vâris olarak gösterme isteğidir.

Teoman oğlu Metehan’ı rehin olarak verdikten sonra Yüe-Chin’lere saldırdı, bu saldırının nedeni Metehan’ı ortadan kaldırmaktı. Teoman Yüe-Chinlere saldırınca Metehan açık hedef durumuna gelecekti zaten rehindi ancak Teoman’ın planladığı gibi gitmedi işler. Metehan savaş esnasında çevik bir hareketle Yüe-Chinlerin en hızlı atlarından birini alarak savaş meydanından kaçıp kendi öz yurduna geri döndü.

Teoman Metehan’ın bu başarısı karşısında Metehan’ın emrine on bin süvarilik okçu birliği verdi. Teoman’ın sonunu getirende bu hediyesi oldu, Metehan bu okçu birliğini çok sıkı bir disiplinle eğitti.

Metehan ünlü ıslık çalan okunu ilk önce en sevdiği atının üstüne attı Metehan on bin kişilik süvari birliğinde kendisiyle birlikte ok atmayanları orada hemen öldürdü, ardından eşlerinden birinin üstüne attı, ıslık çalan okunu yine kendisiyle birlikte ok atmayanları orada öldürdü. Metehan bu şekilde emrindeki askerleri sıkı bir disiplinle eğitti bir nevi fedai olarak yetiştirmiştir.

M.Ö. 209 tarihine geldiğimizde Türk ve Dünya tarihi için ilginç bir olay yaşandı. Teoman oğlu Metehan’la ava çıkmışlardı av Türklerin bir nevi antrenmanı olarak bilinir, av sayesinde Türkler savaşa her an hazırlıklı oluyordu.

Bu av sırasında Metehan ünlü ıslık çalan okunu babasına doğru attı emrindeki on bin askerde Metehan’la birlikte Teoman’a ok attı, bu ok saldırısı sonucunda Teoman öldü. Tahta oğlu Metehan geçti babasını öldürerek bu

olay Türk tarihinin ilk darbesi olarak bilinir.

Metehan tahta çıktığı tarih aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetlerinin kuruluşu sayılır M.Ö. 209 lakin kaynaklarda baktığımız zaman bu tarihten önce de Türk'lerde askeri disiplini görmek çok net mümkündür ta İskitlere kadar gider.

Metehan’ın askeri düzen farkı profesyonel bir ordu sistemi gibi kurmasıdır, emrindeki on bin askeri kesin itaat söz konusu Metehan’ın emrindeki on bin asker onluk sistem diye anılır. Dünya'da bu sistemi birçok devlet kullanmaya devam ediyor.

Metehan'ın Tahta Çıktıktan Sonra Yaptıkları

Metehan babası Teoman’ı öldürüp tahta geçtikten sonra ilk işi üvey annesini ve ona muhalif olan devlet adamlarını öldürmüştür. Bunları yaptıktan sonra iç politikada rakibi kalmamıştır.

Bunlardan sonra dış politikaya yöneldi, Tunguz'lar Metehan zamanında doğuda çok güçlü bir konumdaydı Tunguz'lar ve Metehan’a dişlerini göstermek için "Sizden Daha Güçlüyüm" mesajı vermek için Metehan’dan ilk önce değerli bir atını istedi. Metehan bunu diretmeden verdi ardından Tunguz hükümdarı eşlerinden birini istedi Metehan’dan, Metehan bu isteği de kabul etti.

Tunguz'lar, Metehan’ın bu tavrını korku olarak yorumladı daha da ileri giderek Metehan’dan iki ülke arasındaki çorak bir bölgeyi istedi. Metehan ve eski Türk liderleri için vatan toprağı her şeyden değerlidir.

İnsanların eski Türk devletlerini katıksız bir göçebe olarak yorumladığı için genelde yurtsuz olarak bilirler oysaki eski Türk devletlerin İskitlerden beri yurtları bellidir, bu yurtlar çok dağınık olduğundan dolayı bu tür yanılsamalar olması çok doğaldır eski Türk devletleri ve günümüzdeki Türk devletlerinin yurtlarını maddeler halinde aşağıda görebiliriz.

1- Yakutistan

2- Güney Sibirya

3- Altaylar

4- Moğolistan

5- Kansu -Ordos

6- Doğu Türkistan

7- Batı Türkistan

8- Kuzey Afganistan

9- Horasan

10- Kafkaslar

11- Azerbaycan

12- Mezopotamya

13- Anadolu

14- Balkanlar

Türkler sahip oldukları yurtlar için savaşmaktan hiç kaçınmazlar bu tarih boyunca böyle olmuştur. Metehan’dan,Tunguz'larr çorak işlevsiz bir toprağı istediği zaman Tunguz'ların bir nevi sonu geldi. Metehan tarafından ağır bir yenilgiye uğratıldılar, hükümdarlarını öldürdü ve vatandaşlarını, hayvanlarını esir aldı.

Metehan bu seferinin ardından Yüe-Chi’leri yendi ardından Çin tarafından alınan eski Hun topraklarını da geri kazandı.

Ordos Bölgesi

Ordos bölgesi, Hunlar ve Çinli'ler için önemli bir bölgeydi. Metehan buraya gözünü dikti ve bu sırada Ordos’un yeniden hunların eline geçmesi için fırsatlar doğdu. Ordos’un özelliği Çinli'ler ve Türk kavimleri arasında tampon bir bölge olması.

 Çin General Meng Tien’in ölümü Hunlar için bulunmaz bir fırsattı Meng Tien Çin Seddini koruyan generaldi, emrinde üç yüz binden fazla asker vardı. Meng Tien M.Ö. 210 yılında intihar etti kaynaklara baktığımız zaman Meng- Tien intihara zorlandığı yazar.

Ordos bölgesi coğrafi olarak şöyle bir yerdi;

Gobi çölünün güneyinde yer alır, Moğolistan’ın ağır kış şartlarından kaçan Türk kavimleri kışın Ordos bölgesinde kalıyorlardı. Bahar aylarında ise Moğolistan’a geri dönüyorlardı.

Meng – Tein 210 yılında ölmesi, Hunların Ordos bölgesinde kısa bir hakimiyet sürmesine olanak sağladı ancak bu hakimiyet uzun yıllar boyunca hiçbir zaman devam etmedi, tam anlamıyla Ordos Türk yurdu hiçbir zaman olmadı bunun nedeniyse, Çin’in sınırı olması ve coğrafi olarak konumunun ağır kış şartlarına göre daha iyi bir yerde olmasıdır.

Ordos tampon bölgesi için bu olaylar olurken, Çin’de ilk kez bir hanedan siyasi birliği sağladı.

Metehan’ın gücü bu tarihlerde iyice ortaya çıkmıştır, Orta Asya’da bu durum Çinli'ler ve diğer kavimlerin korkmasına neden olmuştur.

Çin imparatoru Kao-tsu, Hunlara karşı Hsin’i Ma-i gönderdi, buna rağmen M.Ö. 201’de Hunlar Metehan önderliğinde Çinlileri kuşatma altına aldı.

Hsin barış için Hunlar ile sıkı fıkı ilişkiler kurdu, İmparator Kao-tsu bu sıkı ilişkiyi hainlik olarak yorumladı.

Hsin infaz edilmekten korktuğu için Ma-ai şehrini Hunlara resmen hediye etti, Tai-Yüan şehrini de Hunların eline geçmesine yardım etti.

İmparator Kao-Tsu bu olaylardan sonra üç yüz binden fazla bir orduyla Hunların üstüne ilerledi, Metehan ordunun tamamı gelmeden şok bir baskınla imparatoru ve Çin ordusunu sıkıştırdı, İmparatoru baskı altında tuttu.

İmparator 7. günün sonunda kaçmayı başardı, Metehan Çin'lilere gücünü kanıtladı ve istediği şartlarda anlaşma imzalattı, Çin imparatorunun bir nevi belini büktü.

M.Ö. 198 Tarihine geldiğimizde Çinli'ler yedi günlük kuşatma kâbusundan ve Hunların gücünden dolayı anlaşma imzaladı, Metehan (Bahadır) Hun Şanyüsü, Çinli prensesle evlenecekti. Çin her yıl olmak şartıyla vergi verecekti.

Bu vergiler şunlardır;

İpek, Şarap ve Pirinç gibi yiyecekler.

 Çinli'ler uluslararası arenada eşit olmak istese dahi, Hunların üstünlüğü bariz şekilde görünüyordu, Çinli'lerin bu anlaşmada kazancı ise Hun istilasından bir süre de olsa kurtulmaktı.

Bu anlaşmanın özelikleri şunlardır;

Türk devletlerinin, Çinli'ler arasındaki yapılan ilk resmî anlaşma olmasıdır bir diğer özelliği ise Türkler ve Çinli'ler bu anlaşma sayesinde Tarihte ilk kez akrabalık tesis ettiler.

M.Ö. 192 yılında İmparator Kao-Tsu’nun yerine tahta Huei, İmparator Huei Metehan’a evlenmesi için yine bir prenses yolladı. Metehan ilginç bir teklifte bulundu, Metehan Çin’in hepsine hâkim olmak istiyordu bu yüzden bu ilginç teklifte bulundu.

Metehan yaşlı ve dul İmparatoriçe ’ye evlenme teklif etti, İmparatoriçe mektupla kendinin çok yaşlı olduğunu söyleyerek teklifi reddetti ve ülkesini istila etmemesini rica etti.

Metehan mektubu aldıktan sonra teşekkür etti ve M.Ö. 198 yılında yapılan anlaşmanın geçerliliğini sürdüğünü söyledi.


Metehan yaşadığı dönem sırasında Orta Asya’nın en büyük devletini yaptı, Asya Hun imparatorluğunu. Asya Hun imparatorluğunu kuran babası Teoman’dı, Metehan bu devleti miras almadı bir nevi darbe yaparak ele geçirdi. M.Ö. 209 yılında bu tarihte kurduğu ordu sistemi ve diplomasi zekâsı, savaş yeteneği yeri geldiğinde kendi babasını öldürecek kadar acımasız olması.

Metehan’ı Dünya Tarihinin ve Türk Tarihinin en sıra dışı hükümdarlarından birisi yapmıştır, M.Ö. 174 yılına geldiğimizde ise Metehan (Bahadır) ölmüştür yerine oğlu Lao-Shang geçmiştir.