mezopotamya, mezopotamya da bilim, medeniyetin doğuşu

Mezopotamya'nın Uygarlık Merkezleri

Mezopotamya’nın kültürü ve yasayış şekli çivi yazısıyla birlikte tutulmaya başlanmıştır, çivi yazısının icadı ticaret ve dini unsurlar sayesinde olmuştur. Sümerliler çivi yazısını bularak tarihî ve medeniyetti icat etmiştir. Çivi yazısını Sümerliler şu unsurlarda kullanıyordu; Ticaret, mal, mülk, siyasi olaylar ve mitolojik unsurlar.

Sümerliler, mısırlılar gibi bu olayları kâğıt benzeri bir yapıdan ziyade daha güvenli bir yapıya işlemişlerdir. Bu güvenli yapıların adı ise tabletlerdir.

Tabletlerin özellikleri dayanıklı olması dışında objektif bir tutumda değildi bu başta Sumer'lilerde başlamıştır. Bu tutum ile Sümerlilerin başarılarını sadece kayıt ediyordu bu tabletler, Sumer'lilerden sonra Akadlar, Asurlular gibi diğer Mezopotamya uygarlıklar da bu tutumla ilerlemişlerdir.

Mezopotamya kültürel gelişimini dünyaya kazandıran devletleri Avrupalı devletler olmuştur. Osmanlı imparatorluğu uzun yıllar bu coğrafyada hüküm sürse dahi ufak tefek araştırmalar dışında arkeolojik araştırmalara yönelmiş bir medeniyet değildir. Osmanlı devletti, Osmanlının sahip olduğu toprakları bir nevi vergi kaynağı görmesi dışında bir tutumu yoktur. Bu tutum imparatorluk tutum olarak bilinir, roma imparatorluğundan beri bu tutum devam etmiştir. Askeri imparatorluklarda bu tutumu görmek çok doğal bir durum.

Osmanlı imparatorluğu, modernleşme zamanlarında ise iç meseleleri askeri düzeni yeniden sağlamak, toplumdaki dağılan huzuru yeniden kurmak adına birtakım çalışmalar yapmıştır. Arkeolojik araştırmalara bir nevi sıra gelmemiştir. 19.yy tarihine geldiğimiz de ise sosyal kültürel ve devlet yapısı olarak zaten tamamlanmış bir medeniyet olan İngiltere ve diğer Avrupalı devletler, Mezopotomya bölgesine bariz bir şekilde ilgi duymaya başlamıştır.

19. yy kadar Mezopotamya coğrafyası eski ahitte anlatıldığı kadarıyla biliniyordu, 19. yy'da ise batı devletleri diplomatları bölgelere göndermeye başlamıştı, bu diplomatlar hazine bulmak adına kazı yapmaya başladılar. Bu şekilde tarihe ulaştılar diplomatlar bir arkeolog kadar titiz çalışmasallar da ilkel birer arkeolog olmuşlardı.

İngiltere‘ nin ilgisi ise diğer batılı ülkelerden daha önce başlamıştı. 1783 tarihinde bu tarihte İngiltere şirketi olan doğu Hindistan şirketi yaptıkları araştırmalarını İngiltere yolluyordu.İngiltere eski ahitten bildiği Asur uygarlığını araştırmaya başlamıştı bu hususta ilk kazı denemesi Mezopotamya 1820 yılında yapıldı Ninive kentini bulmaya yönelik bir kazı çalışması yapıldı burada bulunan eserler 1825 British'i müzesine ulaştı.

Fransızlar ise 1842 yılında kazı çalışmalarına başlamıştı Fransız Paul emile botta tarafından yürütülen bu kazı çalışmaları İngiliz'lerin bulduğu eserlerden daha ilgi çekiciydi bu eserlerde Fransa’nın Louvre'n Müzesinde sergilendi. İngiliz bilim adamı Austen Henry Layard asur medeniyetini araştırmaya başlamıştı 1845-1847 yılları arasında ise Nimrud bölgesini kazıdı ve çıkan eserleri ülkesine gönderdi bristih müzesinde sergilenmesini sağladı.

Bütün bu gelişmeler olurken, Osmanlı devleti ile Avrupalı devletler eserler için anlaşmalar yapmışlardı ancak batılı devletler bu anlaşmaya hiçbir zaman uymadılar çıkardıkları eserleri ülkelerine götürmeye devam ettiler. 19.yy 'da Osmanlı devleti ses çıkaracak durumda değildi.

ÇİVİ YAZISININ ÇÖZÜMÜ

Çivi yazısının çözümü uzun araştırmalar sonucunda çözülmeye başlandı, çivi yazısının çözümüne önce pers dilini çözülmesi ile başlanmıştır bunu ‘da gerçekleştiren ilk kişi İranlı Karsten Niebuhr olmuştur. Pers yazısı çözüldükten sonra alman bilim adamı Grotefend pers elamca Babil yazıtlarının kopyasından yola çıkarak 1802 yılında çivi yazısını çözmeyi başarmıştır.

Elamca, Babilce, Persçe kaynaklarını incelediği zaman alman Grotefend Heredot kaynaklarına uyduğunu gözlemlemiştir. Herodot kitabında isimleri sıkça geçen pers krallarının ismini de bu pers yazıtlarında görmüştür, Alman Grotefend bu kişiler şunlardır;

Darius ve Kserkses

Grotefend ilk çalışmaları bilim dünyasında pek bir yankı uyandırma yıllar sonra değerini buldu ancak, bu çalışmalar 1835’te Rawlinson bire bir aynısını bir kere daha ortaya koydu. Grotefend’ın temellerini attığı çivi yazısının çevirisi 1835-1837 yılları arasında bilim dünyasına kazandırıldı. Grotefend’ın öncüsü olduğu çivi yazısının çözümlemesi sayesinde Mezopotomya’nın dinini kültürünü tanıma fırsatı buldu dünya medeniyetleri.

Bu çalışmalar sayesinde Mezopotamya hakkında bir gerçek daha ortaya çıkmıştı kozmopolit bir yapısı olduğu tarihi boyunca birçok kültüre ev sahipliği yaptığı ve çeşitli tanrılar Tanrıcılar mitolojik unsurlar Fırat ve Dicle’nin arasında kalan bölgede bulunduğu gün yüzüne çıkmıştır.